Moskova’dan kızgın ve üzgün ayrılıyorum.
Karanlıktan aydınlığa çıkmak gibi ama geride kalan arkadaşlar sıkışıp kalmış. Bir adamın tünel görünümü.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin sadece Ukrayna’yı yok etmekle kalmadı, her iki ülke de isteksizlikleriyle Rusların izolasyonunu kınadı.
Son iki aydır Moskova’dan haber yaparken, Putin’in haksız saldırganlığı karşısında şok olan, sarsılan ve duyarsız kalan birçok insanla tanıştım. Ukrayna’yı işgal etmeyeceğini söylediğinde bazıları ona inandı. Bazıları Kremlin’in yakın çevresindeki askerleri tanıyordu ve başkanın kırmızı çizgilerini anladıklarını düşündüler, ancak şimdi bu umut uçup gitmişti ve hiçbir sınırı olmamasından korktular.
Putin’in eylemlerinde bu kadar ikna edici olan şey, komplosunu çıplak gözle gerçekleştirmesi. Bir eliyle dikkatini dağıttı, diplomasiye odaklandı ve güçlerinin Ukrayna sınırında tatbikat düzenlediği konusunda yanlış bir şekilde ısrar etti.
Sıradan Moskovalılar bile ihanetini görünce titremedi Milleti savaşa götürür Dikkatlice haşlanmış pullardan oluşan bir kokteylde.
Putin İmparatorluğu: Putin yıllarca inşa etti yalan bir hikaye İmparatorluğu ile birlikte. NATO 1997 vergilerinden geri çekilmek veya Ukrayna’yı üyelikten men etmek gibi reddedilen seçeneklerinin Batı’nın hatası olduğunu söyledi.
Ancak gerçek şu ki, Putin Rusya’nın güvenliğinin tehdit altında olduğuna ve modern Batı dünyasının kendisine karşı öfkeli olduğuna inanırsa, 21. yüzyılın değişen dinamiklerine asla uyum sağlayamaz.
Bu yıl Moskova’dayken, tıpkı 1930’larda ve 40’larda Almanya’da, komşu Ukrayna’da savaş patlak verdiğinde Nazilerin yaptığı gibi, Putin’in de kendi isteğiyle yasa çıkardığını acı bir şekilde anladım. Seleflerinin çoğu gibi, Rusya cumhurbaşkanı da itaati sürdürmek için durmaksızın kendi kendini empoze eden, uyumlu ve suça ortak bir devlet aygıtını serbest bırakıyor.
Kısacası, her dileği hemen yerine getirilir.
“Gıda uzmanı. Twitter geek. Seyahat ustası. Hardcore iletişimci. Geleceğin genç idolü. Organizatör.”